HD READY NEDİR ?
Ekim 24, 2008
0
‘Yüksek Çözünürlük - High Definition’ konusundaki tüm gelişmeleri takip  edebilmek için ilgili kavramlara tek tek göz atmak gerekir. Görüntü  teknolojisinde “camdan-cama” diye bir tabir vardır ki; bir görüntünün  kaydedildiği nokta ile izlemeye sunulduğu nokta arasındaki süreci anlatırken  kullanılır. Buradaki ilk “cam” kelimesi; kamera merceğini, ikinci “cam” kelimesi  ise televizyon camını ifade eder. İşte aslında anlatacağımız hikaye bu iki cam  arasındaki serüvenle ilgilidir ve ilk camda başlamaktadır.Bugüne kadar  kullanılan ve daha iyisini keşfetmek için yarışılan görüntü teknolojilerinin  amacı, ilk cama çarpan bir görüntüyü hatasız ve kayıpsız olarak diğer camda  gösterebilmektir. Bu nedenledir ki teknoloji yarışı sadece görüntüyü gösteren  ekranlarda değil; o görüntüyü kaydeden kamera, oynatan cihaz ve yayınlayan uydu  kanalı gibi kulvarlarda da hızla devam etmektedir. Bir görüntüyü gözün gördüğü  keskinlikte ve hatta daha detaylı gösterebilmek için, öncelikle görüntü yüksek  kalitede ve pürüzsüz çekilmeli, kayıpsız olarak iletilmeli ve en ince detayı  bile gösterebilecek kadar iyi bir ekranda sunulmalıdır. İşte bu doğrultuda  teknolojinin gelişmesiyle karşımıza yeni yeni terimler çıkmış, analog yayınlar  yerini dijital yayınlara bırakmış, tüplü televizyonların saltanatı plazma ve LCD  televizyonlarla sallanmış ve kasetli video oynatıcıları da yerini VCD, DVD veya  DivX oynatıcılarına bırakmıştır. Tam bunları tanımaya ve alışmaya çalışırken,  her şeyin aslında daha yeni başladığını gördük. Çünkü artık şimdi gündemde olan;  HDTV yayınlar, “HD Ready” uyumlu plazma ve LCD televizyonlar, HD kameralar ve  Blu-Ray disk gibi yeni teknoloji kavramları... Aslında, “High Definition”  (yüksek çözünürlük) konusundaki tüm gelişmeleri takip edebilmek için yukarıdaki  kavramlara tek tek göz atmak gerekiyor.Dijital yayın90’lı yılların ortalarında  uydu yayınları analog teknolojinin terkedilmesiyle dijital olarak yayınlanmaya  başlayınca, kullanıcılar analog uydu alıcılarını dijital olanlarıyla değiştirmek  zorunda kaldılar. Dijital yayınlarda görüntü ve ses bilgileri bugünkü bilgisayar  dili olan “1” ve “0”lardan oluşan ve üzerinde birçok uygulama yapılabilmesine  olanak tanıyan “110100101” şeklinde bir dijital formata dönüştürülerek  işleniyordu. Bu 1 ve 0’ların yerleri değiştirilerek yayın şifreli hale  getirilebiliyor, kendi aralarında tekrar gruplandırılarak yayın boyutu  sıkıştırılabiliyor ve iletildiği noktada tekrar eski haline getirilerek şifresi  çözülüp yayın neredeyse kayıpsız bir biçimde ilk haline dönüştürülebiliyordu. Bu  sayede kullanıcılar kristal netliğinde prüzsüz bir görüntü ve DVD kalitesinde  bir ses ile yayını izleyebiliyorlardı. Buna ek olarak, yayıncı kurum ile  kullanıcı arasında ve hatta kullanıcıların kendi aralarında televizyonları  üzerinden iletişim kurup haberleşebilecekleri, alışveriş yapıp, kendi program  akışlarını diledikleri gibi yapabilecekleri interaktif bir ortam meydana  gelmişti. Ülkemizde küçük yerel yayın kuruluşlarının da dijital teknolojiye  yönelmesiyle, analog yayınlar hemen hemen ortalıktan kalkmış gibi görünüyor.  Hatta özel bir dijital yayın platformu tarafından yukarıda bahsedilen interaktif  uygulamalar beş yılı aşkın bir zamandır kullanıcılarına sunuluyor.HDTV  yayınDijital yayınların uygulanmaya başlamasıyla beraber, yayın maliyetlerinde  bir düşüş, bant genişliklerinde bir artış ve dolayısıyla bir kapasite fazlasının  ortaya çıktığı görülmüştür.İşte bu durum, dijital yayın teknolojisinin  kullanılmaya başlamasından neredeyse 25 sene daha öncesinde ortaya çıkmış uyuyan  bir devi uyandırmış, yani HDTV (High Definition TV) teknolojisini tekrar gündeme  getirmiştir. Zira, HDTV teknolojisi o kadar kaliteli bir içeriği ifade ediyordu  ki, bu boyuttaki bir yayını o dönemlerde kullanılan analog yayın sisteminin  taşıması bir hayli külfetliydi.Bir Japon yayın kuruluşu olan NHK (Nippon Hoso  Kyotai), 1968 yılında çalışmalarına başladığı ve “muse” adını verdiği ilk HDTV  teknoloji yayınının prototip denemesini 70’li yıllarda yapmış, daha sonra bu  teknolojiyi başta ABD olmak üzere diğer ülkelere de benimsetmeye çalışarak  uluslararası bir standart haline getirmeyi amaçlamıştır. Fakat Amerika’da  özellikle o dönem yerel yayıncıların karşı çıktığı bu sistemi, Amerikalılar  geliştirerek analog formattan kurtarıp 90’lı yıllarda tamamen dijital bir HDTV  teknolojisine dönüştürdüler. 1995 yılında Amerikan FCC (Federal Communications  Commission) kuruluşunun HDTV formatını bir standart olarak ilan etmesiyle, bu  teknoloji artık resmen kullanılmaya başlandı. Bugün başta Japonya, ABD ve  Avrupa’da olmak üzere HDTV teknolojisi bir standart halini almış, HD formatında  yeni içerikler ve yeni kanalların katılmasıyla gelişerek yakın geleceğin  vazgeçilmez bir yayın ilkesi haline gelmiştir. Yayın kuruluşları alt yapılarını  hızla bu standarda göre uyarlarken, televizyon üreticileri ise bu yayınlara  uygun gelişmiş cihazlar üretip “HD Ready” adı altında ayrı bir kalite standartı  oluşturmuşlardır. Amerikan FCC kurumu 2006 sonunda tüm yayın sisteminin HDTV  formatına uygun hale dönüştürüleceğini ilan ederken, Avrupa’daki bir çok yayın  kuruluşu da bu yılı bir milat olarak görüp hazırlıklarını büyük ölçüde  tamamlamaya çalışıyor. 2006 Dünya Kupası’nın HD olarak çekilip HDTV formatında  yayınlanacak olması, yayıncılar ve televizyon üreticileri için ciddi bir sınav  niteliği taşıyor.HDTV ekranHikayenin bu bölümünde bizi neyin beklediğini  kavrayabilmek için aklımıza şu soru geliyor: “HDTV tam olarak nedir ve bana ne  fayda sağlar?” Bu soruyu en basit şekilde şöyle cevaplayabiliriz: HDTV uyumlu  bir televizyon ile mevcut standart televizyonlarda aldığımız yayının beş katı  kadar bir yayın bilgisini alabiliriz. Bu da, çok büyük ekranlı televizyonlardaki  en ufak detayı bile çok net olan yüksek çözünürlüklü görüntüleri, DVD  kalitesinin ötesinde bir ses ile izleyebileceğimiz ve birçok interaktif  uygulamaları yapabileceğimiz anlamına geliyor. Bir yüksek çözünürlüklü  görüntünün ne demek olduğunu ve bunun nasıl detaylı biçimde görüntülendiğini  anlamak için önce “piksel” kavramını açalım: Televizyon ekranındaki bir görüntü,  “piksel” olarak adlandırılan farklı renk (R,G,B - Kırmızı, Yeşil ve Mavi) ve  ışıklıktaki noktalardan oluşmaktadır. Görüntünün “çözünürlük” (resolution)  olarak ifade edilen kalitesi, bu noktaların en ve boy için olan sayılarının  çarpımından ibarettir. Bu sayı ne kadar yüksek olursa görüntünün “tanımlılığı”  (definition) o kadar yüksek olur. Bu görüntüyü gösteren ekranın çözünürlüğü ise,  yatay ve dikey satırların sayısı ile ifade edilir. Genelde düşey çözünürlük  olarak belirtilen bu sayı, mevcut televizyonlarda 625 satırdır. 1940’larda ABD  NTSC ismini verdiği 60 Hz/525 satırdan oluşan bir sistemi benimserken, Avrupa  ise 50 Hz/625 satırlı “pal” ve “secam” sistemlerini kullanmaya başladı. Beş kat  daha fazla detayHDTV formatına baktığımızda ise, sistem tam iki katı satır  sayısını içeriyor. Yani ABD’deki sistemde 60 Hz/1050, Avrupa’dakinde ise 50  Hz/1250. Bu arada ekran genişliğinin yüksekliğe oranı anlamına gelen “Aspect  Ratio” değeri standart televizyonlarda 4:3 olarak kullanılırken, HDTV yayını  hedefleyen plazma ve LCD ekranlarda bu oran 16:9 olarak kullanıldı (Resim 1).  Geniş ekran (widescreen) denilen bir ekran görüntüsü yüksek çözünürlüklü bir  televizyonda 1920 piksel x 1080 satır veya 1280 piksel x 720 satır olabilir. Bu  görüntüde çözünürlük standart bir DVD veya analog TV görüntüsüne göre en az beş  kat daha yüksek detaya sahiptir. Analog televizyonda eskiden beri kullanılmakta  olan “örüntüleme” (interlace) tekniği bu cihazlarda da kullanılabilmektedir.  Tanımda bu özellik satır sayısının arkasına eklenen bir küçük “i” harfi ile  örneğin “1080i” şeklinde ifade edilmektedir. Örneğin 1080i/50 şeklinde  yazıldığında saniyede 50 alan örüntülü 1080 satırlık bir ekran görüntüsü akla  gelmektedir (Resim 2). Örüntülü (Interlaced) tarama yerine alternatif olarak  “Progressive Scan” (Progresif Tarama) getirilmiştir. Non-interlaced de  denilebilen bu taramada resim karesi örülü iki yarım kare yerine her seferinde  yeniden taranan bir tam kareden oluşur. Avrupa için tercih edilmiş olan standart  budur. Bu da satır sayısının ardına konulan “720p” şeklinde bir küçük “p” harfi  ile ifade edilir.Avrupa Yayın Birliği (EBU) Teknik Komitesi HDTV yayınlara  ilişkin emisyon standartının “Progressive Scanning” tekniğine dayalı olması  gerektiği ve şu anki optimum çözümün 720p/50 olduğunu, ancak uzun vadede  1080p/50 seçeneğinin de cazip göründüğünü açıkladı (Resim 3). Halen yapılacak  yayınlarda progresif taramayı avantajlı gösteren birçok teknik görüş bulunmasına  karşın EBU Teknik Komitesi bazı yayıncıların elde bulunan 1080i formatındaki  program materyallerini değerlendirmek isteyebileceklerini de kabul ediyor. Ufak  bir detay farkını da belirtelim: 720p tekniği daha çok aksiyon, spor  sahnelerinde iyi bir performans gösterirken, 1080i formatı ise sanatsal içerikli  detaylı görüntülerde çok iyi bir sonuç verir. 1920x1080 piksel yayını en yüksek  çözünürlüklü HDTV yayını olup, şu anda Japonya’da kullanılmaktadır.HD ReadyHDTV  yayınlarına uygun olan plazma ve LCD gibi ürünleri belli bir standart altında  toplayıp, uygunluğunu test ederek belgelemek için “HD Ready” adı altında bir  standart oluşturulmuştur. Üreticiler HDTV formatına uygun olarak ürettiklerini  belirttikleri ürünlerini test ettirip bu logoyu ürünlerinde kullanmaktadır. Bu  standarda haiz cihazlarda yüksek çözünürlüklü ekranların gerekli olmasının yanı  sıra, DVI (Digital Visual Interface) veya HDMI (High Definition Multimedia  Interface) gibi yüksek çözünürlüklü görüntü kaynağı girişlerinin de olması  gereklidir. Bu HDMI girişinin ise, HDCP (High Bandwidth Definition Content  Protection) adlı bir protokolü sağlıyor olması gerekmektedir. Bu protokol ile,  HD görüntü kaynaklarının izinsiz biçimde kopyalanmasının engellenmesi  hedeflenmiştir. Eğer cihazda HDMI girişi var ama HDCP protokolüne uygun değilse,  görüntü izlenemeyebilir.Kısaca, HD Ready logosu olan ürün için şunlar  söylenebilir:- Avrupa HDTV yayınlarını tam olarak göstermeye uygundur,- DVI/HDMI  yüksek çözünürlüklü görüntü kaynağı girişi vardır,- HDMI girişi HDCP protoloküne  uygundur.DVI/HDMI girişinin sağladığı farklılık şu şekilde de örneklenebilir:  Herhangi bir DVD’den kaliteli bir görüntü aldığınızı ve televizyonunuzun da son  teknoloji ürünü olduğunu varsayalım. Görüntü, dijital olarak alınmasına rağmen,  iletilme biçimi ve bağlantı kablolarının yapısı nedeniyle analog hale çevrilir  ve televizyona bu şekilde iletilir. Televizyonda bu sinyal tekrar dijital hale  dönüştürülerek görüntülenir. Bu işlem sırasında bazı kayıplar meydana gelir.  Televizyonunuzun bir HDMI girişi var ise, görüntü hiç bir formata  dönüştürülmeden direkt olarak dijital formatta televizyonunuza gelir ve  görüntülenir. Bu da size mükemmel bir ses ve resim kalitesi ile izleme imkanı  verir. Hayata dair hiçbir detayı kaçırmamanız dileğiyle...“Yayın kuruluşları  altyapılarını hızla yeni teknolojiye uyarlarken, televizyon üreticileri de bu  yayınlara uygun gelişmiş cihazlar üretip ‘HD Ready’ adı altında ayrı bir kalite  standartı oluşturdu.” Panasonic ve HD ReadyGönül rahatlığı ile söyleyebiliriz ki  Panasonic plazma ve LCD ürünleri şimdiden bu teknolojilere hazır ve Avrupa’da  yaygın olarak kullanılıyor. Orta ve üst segmentte yer alan Viera serisi plazma  ve LCD televizyonlar, “HD Ready” logosu ile HDTV yayınlarına hazır biçimde  kullanıcıların hizmetine sunuluyor. Bu logoya sahip olan ürünlerde HD ekran ve  HDMI girişi mevcut olup, 1080i ve 720p sinyal formatlarını alabilecek bütün  donanım bulunuyor. Özellikle 65” plazma televizyon, bu grubun en gözde üyesi  durumunda gözüküyor. Önümüzdeki yıl özellikler daha da geliştirilerek “2 HDMI”  girişli ürünler piyasaya sunulacak. Bu günlerde, güncel olan sadece HD  ekranlardaki gelişim değil. Yoğun bir teknoloji savaşı içine girmiş yeni nesil  DVD formatları da soluk kesen bir gelişme kaydediyor. Bunlardan HD-DVD ve  Blu-Ray teknolojisi arasında yaşanan kıyasıya rekabet nasıl sonuçlanırsa  sonuçlansın, ortaya çıkacak ileri teknoloji ürünlerinin kendisi lehine  olacağının farkında olan bilinçli tüketici ise bu savaşı heyecanla takip ediyor.  Ancak şunu da belirtmek gerekir: Her yeni çıkan teknolojiyle beraber tüketiciler  kendilerini önce meraklı bir araştırma, ardından ise zor bir tercih ortamı  içinde buluveriyor. Panasonic markasının da öncülüğünü yaptığı Blu-Ray  teknolojisi tamamen farklı ve yepyeni bir format olarak ortaya çıkıp bir BD-ROM  disk içinde 25-50 GB’lar mertebesinde bir kapasite sağlamasına rağmen, daha  tanıdık bir teknolojinin geliştirilmiş hali olan ve 15-30 GB kapasiteli HD-DVD  teknolojisi ise, daha ucuz maliyetli ve halihazırda kullanılabilir olduğu için  bazı muhafazakar çevreler tarafından destekleniyor. Şimdi taraflar bir yandan  ortak bir format üzerinde anlaşmaya çalışırken, diğer taraftan da film  yapımcılarını kendi yanlarına çekerek bu savaştan galip ayrılmayı planlıyorlar.
Tags
 


 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
